Kriz Dönemlerinde Portföy Yönetimi
Küresel ve yerel piyasalarda yaşanan ekonomik krizler; borç krizleri, likidite krizleri, enflasyon şokları, jeopolitik gerilimler gibi birçok nedenle ortaya çıkabilir. 2008 küresel finans krizi, 2020 COVID-19 Pandemisi ve 2022 sonrası jeopolitik gerginlikler son dönemde yaşanılan krizlere örnek olarak gösterilebilir.

Küresel ve yerel piyasalarda yaşanan ekonomik krizler; borç krizleri, likidite krizleri, enflasyon şokları, jeopolitik gerilimler gibi birçok nedenle ortaya çıkabilir. 2008 küresel finans krizi, 2020 COVID-19 Pandemisi ve 2022 sonrası jeopolitik gerginlikler son dönemde yaşanılan krizlere örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi dönemlerde finansal piyasalarda volatilite yükselir, varlık fiyatlarında dalgalanmalar artar ve yatırımcı güveninde zayıflama olur. Bahsedilen durumlarda portföy yönetim stratejileri özellikle önem kazanır. Böyle bir ortamda portföy yöneticisinin görevi sermayeyi korurken sürdürülebilir getiri sağlayacak stratejiler geliştirmektir.
Klasik portföy teorisinin temelini oluşturan Markowitz Teorisine göre varlıkları çeşitlendirerek riskin minimize edilmesi mümkündür. Ancak geçmiş kriz dönemlerinde yaşanan gelişmeler göstermiştir ki portföy çeşitlendirmesi tek başına yeterli olmamaktadır. Bunun nedeni hem varlıklar arasındaki korelasyonların kopması hem de kriz dönemlerinde yatırımcıların irrasyonel tercihler sergilemeleridir. Davranışsal finans alanında yapılan çalışmalarla da kriz dönemlerinde yaşanan panik satışları, aşırı riskten kaçınma ve sürü davranışları gibi irrasyonel eğilimler daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır.
Krizlerin Portföyler Üzerindeki Etkileri
- Artan Volatilite: Kriz dönemlerinde yatırımcı güveninin zayıflaması ve yaşanan korku nedeniyle volatilitede ciddi yükselişler görülebilmektedir. Bu durum opsiyon primlerinde ve risk primlerinde yükselme gibi sonuçlar doğurur. VIX gibi korku endeksleri de önemli yükselişler yaşayabilir.
- Korelasyonların Bozulması: Normal dönemlerde düşük veya ters korelasyona sahip olan varlıklar kriz dönemlerinde likidite etkisinin de desteğiyle aynı yönde hareket edebilir. Geçmiş korelasyonları baz alarak yapılan portföyler bu gibi dönemlerde beklenen korumayı sağlayamayabilir.
- Likidite Riski: Yatırımcı güveninin kaybolması ve artan belirsizlik ani satış dalgalarına neden olabilir, özellikle yeterli likiditenin bulunmadığı piyasalarda varlık fiyatları adil değerlerinin çok altında seviyelere kadar düşebilir.
Kriz Dönemlerinde Portföy Yönetim Stratejileri
Varlık Dağılımı ve Çeşitlendirme: Varlık dağılımı ve çeşitlendirme kriz dönemlerinde kriz dönemlerinde sermayenin korunması için en önemli stratejidir. Bu stratejinin üç ana başlığı vardır:
- Defansif Sektörlere Yatırım: Gıda, sağlık ve temel tüketim malları gibi sektörler ekonomik döngülerden az etkilenen ve talebi çok az değişen sektörlerdir. Kriz dönemlerinde bu sektörlerin göreceli olarak ön plana çıktığını görmekteyiz.
- Alternatif Yatırımlar: Başta altın olmak üzere değerli metaller ve emtialar kriz dönemlerinde sermaye koruması için portföylerde bulundurulması gerekebilir.
- Coğrafi Çeşitlendirme: Özelikle jeopolitik olaylar nedeniyle çıkan krizlerde krizden belirli coğrafi bölgeler etkilenmektedir. U gibi durumlarda farklı bölgelere yatırım yapmak sermaye korumasına yardımcı olmaktadır.
Hedge ve Opsiyon Stratejileri: Sermaye koruması sağlamak amacıyla satım opsiyonları, başta VIX olmak üzere volatiliteye endeksli kontratlar ve piyasanın tersinde pozisyonlar alan ETF’ler kullanılabilmektedir.
Dinamik ve Taktiksel Yönetim: Portföyün değişen piyasa koşullarına göre dinamik olarak yeniden şekillendirilmesi kriz dönemleri gibi çalkantılı dönemlerde portföy koruması için önerilir. Taktiksel portföy optimizasyonu ile değişen korelasyonlara göre portföye alternatif yatırım araçları dahil edilerek portföyün korunması sağlanılabilmektedir.
Krizler ve Fırsatlar
Kriz dönemlerinin yatırımcılar için en zorlayıcı yanı yatırımcıların daha çok duygularıyla hareket ederek irrasyonel kararlar alabilmeleridir. Panik ve korkuyla yapılan işlemler büyük çoğunlukla yatırımcılara zarar olarak geri dönmekte ve piyasada dalgalanmalara neden olmaktadır. Bu gibi dönemler piyasadaki yüksek dalgalanmalara hazırlıklı olmayan yatırımcılar için ciddi kayıplara neden olabilirken diğer yandan çok önemli fırsatlar da oluşturmaktadır. Geçmiş kriz dönemlerinde varlık fiyatlarının adil değerlerinin çok altına geldiği ve büyük fırsatlar oluşturdukları görülmüştür. 2008 küresel ekonomik krizi ve Covid-19 pandemi sonrası dönemler bunun en iyi göstergeleridir. S&P 500 endeksi için kriz sonrası 2 yıllık ortalama getiriler 2008 krizinde %18, Covid-19 sonrası %22 olmuştur.
Finansal krizlerde doğru stratejileri uygulayabilmek yatırımcıların zararlarını minimize etmelerini ve kriz nedeniyle oluşan fırsattan istifade etmelerini sağlayacaktır. Yatırımcıların yatırım kararları alırken farklı piyasa koşullarına hazırlıklı olmaları ve değişen piyasa koşullarına göre bir alternatif planlarının bulunması gerekmektedir. Farklı senaryolara göre hazırlıklı olmak özellikle kriz dönemlerinde yükselen korku, panik gibi insani duyguların yatırım kararlarını etkilemesini engellemektedir ve krizi fırsata çevirmeye yardımcı olmaktadır.
Yatırımlarınızı güvenle yönetmenin, portföyünüzü çeşitlendirmenin ve riskleri minimize etmenin en etkili yolu, BV Portföy'ün uzmanlığı ile mümkün.
Popüler Fonları Keşfet
Akıllı yatırım için
hemen başvurun!
En kısa sürede sizinle iletişime geçeceğiz!
Talebinizi aldık, ekibimiz kısa süre içinde sizinle iletişime geçecek. Lütfen beklemede kalın, teşekkür ederiz!